Fenerbahçe Kalamış Yat Limanı, AKP’nin “özelleştirme paketinde” elinde kalan son pahalı varlıklardan. Geçen ay tekrar özelleştirme kapsamına alındığı açıklandı ve son müracaat tarihi de 7 Temmuz olarak belirlendi.
ANAP iktidarı periyodunda 1984-1988 yılları ortasında halkı kıyıdan koparacağı gerekçesiyle karşı çıkılan fakat yeniden de inşa edilen yat limanı, uzun müddettir özelleştirilmek isteniyor.
AKP periyodunda liman, 2011’de özelleştirme kapsamına alındı. İhaleye çıkarılmadan evvel de 2013’te halkı büsbütün kıyıdan koparacak yeni bir plan yapıldı. Buna nazaran yat limanına otopark hariç 15 bin metrekare inşaat alanı yapılabilecek, yeraltı otoparkı ile bu alan 35 bin metrekareye kadar yükseltilebilecek. Marina 100 bin metrekare daha büyütülerek iki adet otel inşa edilecek.
Plana ve özelleştirmeye karşı periyodun CHP’li Kadıköy Belediye Lideri Aykurt Nuhoğlu öncülüğünde Kadıköy Belediyesi, Kent Kurulu ile Mimarlar Odası tüm Kadıköylülerle birlikte gayret etti. Fakat açılan bütün davalar kaybedildi.
Sonuçta tek deva olarak Anayasa Mahkemesi’ne ferdî müracaat hakkı kaldı. Bu sefer yeni Kadıköy Belediye Lideri Şerdil Dara Odabaşı’nın dayanağıyla 32 Kadıköylü ve Kent Kurulu, geçen ay Anayasa Mahkemesi’ne müracaat yaptı.
YARGIDA ŞAŞIRTAN SÜRAT
Ve Anayasa Mahkemesi şaşırtan bir süratle Adalet Bakanlığı’ndan görüş istedi. Bakanlık da tıpkı jet süratiyle mahkemelerin bilinen kararlarını savunma olarak gönderdi.
Yargı sürecini takip eden avukat Doğuşcan Aygün, Anayasa Mahkemesi’nin bu suratını özelleştirmenin bir an evvel yapılmak istenmesine bağlıyor. İhale için 7 Temmuz’da son müracaat yapılması gerektiğini söyleyen Aygün, kendilerinin de çabayı hızlandıracaklarını belirtiyor.
Karara karşı çıkanların en değerli münasebetlerinden biri, ihaleye etraf tesir ve kıymetlendirme raporu olmadan çıkılması. Aygün, ihaleye “Çevresel tesir değerlendirmesi gerekli değildir” kararı alınmadıkça çıkılamayacağını belirtiyor. “Bu nedenle plan da ihale de hukuka aykırıdır” diyor.
Bölgedeki balıkçılar da sarsıntıda tsunami tehlikesi bulunduğunu ve tek sığınılacak bölgenin bu koy olduğunu söylüyor. Bunun için birinci hareket de 5 Haziran’da balıkçılar tarafından yapılacak. Onlar itirazlarını teknelerinde gösterecekler.
ARSA DA YARGIYA GİDİYOR
Bu ortada geçen hafta cumhurbaşkanı kararı ile Fenerbahçe Adası’nda denize sıfır bir arazinin özelleştirme kapsamına alınmasına da reaksiyon var. Kadıköy Belediyesi ve STK’ler bu özelleştirme için de yargı sürecine hazırlanıyor.
Mahallî kamuoyunun itirazlarını ve çevresel şartları hiçe sayarak yapılmaya çalışılan bu özelleştirme teşebbüsleri, AKP’nin İstanbul’un taşı ve toprağına olan iştahının son örnekleri olmayacak korkarım ki!
‘MADEM MUTLUSUNUZ ABD’DE BİZİ ANLATIN’
Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ortasında yeni yol haritası 14 Haziran’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Lideri Joe Biden’ın yapacağı yüz yüze görüşmede çizilecek.
Erdoğan bu süreçte bağların olumlu istikamete evrilmesi için epey dikkatli davranıyor. Evvelki akşam 20 ABD’li dev şirketin üst seviye yetkilileri ile yaptığı görüşme de bu kapsamdaydı.
Aslında bu şirketlerle her yıl bu türlü bir toplantı yapılıyor. Ekseriyetle eylül ayında yapılırken, bu yıl Biden görüşmesinin öncesine alınmış.
GÜNDEMDE SORUN YOK
Erdoğan’ın konuşmaları basında yer aldı. Boeing, Amazon, Microsoft, Kellogg, PepsiCo, Cisco, Procter & Gamble ve Johnson & Johnson, Hilton, LG, General Electric, Netflix, Citibank, Cargill üzere şirketlerin katıldığı toplantıda neler konuşuldu?
Aldığım bilgilere nazaran ABD’li şirketler Türkiye’deki yatırımlarından çok mutluymuş. Yeni yatırımlardan kelam edilmiş. Örneğin Hilton 66 otelinin olduğunu, 33 otel daha açacağını söylemiş. Turizm Bakanı’nın kesimi bilmesinden övgüyle kelam etmiş. Cargill ise hükümetin “özel” dayanağını almaktan memnuniyetini lisana getirmiş…
Toplantıda problemlerden hiç kelam edilmemiş. Bunun üzerine de Erdoğan, şirket yöneticilerinden bir talepte bulunmuş:
“ABD basını Türkiye’yi yanlış lanse ediyor. Madem Türkiye’den mutlusunuz. Medyanızı bilgilendirin.”
Türk şirketlerini temsil eden TAİK ise Amerikalı şirketlerin üye olduğu Am-Cham’la birlikte hazırladığı “sağduyu” davetini içeren mektubu Erdoğan’a vermiş.
Bağlantıların düzelmesi için ekonomik fırsatlar ne kadar tesirli olur? ABD medyası için bir manası olur mu? Cevabını, haziranda göreceğiz!
Cumhuriyet
