Batı Karadeniz’deki selde can kayıpları artıyor. AFAD, Kastamonu’da 25, Sinop’ta ise 2 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Sel felaketinin en ağır görüldüğü Kastamonu Bozkurt’ta, yüzün üzerinde kayıptan bahsedilirken resmi makamlar, mevzuya ait sessizliğini sürdürüyor.
Kastamonu, Bartın, Sinop’ta 11 Ağustos itibariyle tesirli olan kuvvetli sağanak felakete yol açtı. Sinop’ta sel nedeniyle birçok yol ve köprüde çökme meydana geldi. Ayancık ilçesindeki çay üzerinde bulunan iki köprü yıkıldı. İlçe merkezindeki birçok konut, iş yeri ve araç sular altında kaldı. Kentte iki kişi hayatını kaybetti.
Sel felaketine yansılar sürerken, ünlü isimler de yaşananlara karşı sessiz kalmıyor. Son olarak olaylara ait bir paylaşım da ünlü komedyen Kaan Sekban’dan geldi.
‘AÇGÖZLÜ, RANTÇI ZİHNİYETİN SONUCU’
Sekban, paylaşımında şu sözler kullandı:
“Bu olağan bir sel ya da sıradan bir doğal afet değil, her vakit karşımıza çıkan altyapısızlık, denetimsizlik, rezil açgözlü rantçı zihniyetin yanında çok diğer ihmallerin ve dehşet verici boyutta bir sorumsuzluğun sonucu. Kelamda haber kanallarının yarım yamalak bile vermekten aciz olduğu manzaralar, kareler, hassas içerik olduğu için bizlere gelen ancak paylaşamadığımız fotoğraflar felaketin boyutlarını gözler önüne seriyor. 300’e yakın meyyit, 1.000’e yakın kayıp olduğu söyleniyor. Sinop ve Kastamonu tarihinin en büyük sel felaketiyle karşı karşıya.”
‘DEVLETİMİZ HALKA IBAN VERMEKLE MEŞGUL’
“Somali’ye 30 Milyon Dolar hibe gönderen devletimizse halka IBAN vermekle meşgul. Sayın Bakan HES’ler selin mağdurudur halinde açıklama yapıyor. Bir de daima Allah yardımcımız olsun diyoruz ya; Allah akıl vermiş herkese, yapabileceği en büyük kıyağı yapmış, sonrası artık bizde! Biliyoruz ki bu felaketin sorumluluları ihmalkarları da asla ortaya çıkmayacak, bedel ödemeyecek ve bir kaç hafta sonra her şey unutulacak. Bunu bilmek de sel ve yangın kadar acı veriyor malesef. İzmir sarsıntısı sonrası hatırlarsanız yapı kontrol firmalarındaki diploma kiralama skandalını ortaya çıkarmıştım. Uğur Dündar’dan Ayşe Arman’a kadar herkes yazdı çizdi. Ne oldu? Ne değişti? Hiç. Koca bir hiç. Hepimize geçmiş olsun diyeceğim lakin bu coğrafyanın yazgısında hiçbir şeyin geçtiği yok.”
Cumhuriyet