1926 yılında kentin en güçlü ailelerinden olan Tekerlek Sarıklı Hacı Mustafa’nın torunu olarak dünyaya gelen Mehmet Tekerlek, 20 yaşına geldiğinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığında memur olarak işe başladı. Zenginlik içinde yaşayan Tekerlek, vazife için gittiği bir mahallede fakir insanları görünce hayatı bir daha eskisi üzere olmadı.
ATILAN YEMEKLERİ GÖRÜNCE HAYATI DEĞİŞTİ
Mahalleye yakın bir yerde mesken tutan Tekerlek, bekar olduğu için yemeğini lokantalarda yiyordu. Mehmet Tekerlek bir gün işten geç dönünce girdiği lokantada yemek yerken ‘artık müşteri gelmez’ diye kalan yemeklerin çöpe döküldüğünü görünce, 58 yıldır yanacak olan bir iyilik meşalesinin fitilini ateşledi.
“TOPLA DAĞIT, DİNSİN AĞIT”
Lokanta sahibiyle konuşarak hem büyük bir israfı önleyen hem de fakirlere yemek götüren Mehmet Tekerlek, ”Yemekleri döküldüğünü görünce ‘aman yavrun neden döküyorsunuz bunu’ dedim aban ‘bundan sonra müşteri gelemez’ dediler. Ben de, bu yemekleri dökeceğinize bize verin dedim onlarda çok mutlu oldular bizi de vebalden kurtardın dediler. Daha sonra öteki lokantalarda duymuşlar ve bana ‘bizde de çok dökülen yemek var, bizimkileri de alır mısın dediler ve ondan sonra hepsini toplamaya başladım. Böylelikle açlar doydu, hem o nimetler dökülmekten kurtuldu. Topla dağıt, dinsin ağıt kelamımız de oradan geliyor” dedi.
ÜSTÜN HİZMET MÜKAFATI ALDI
Valilik ve belediye kanalıyla 2007 yılında yaptığı hizmetlerin duyulması sonrası Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından kendisine üstün hizmet madalyası verilen Tekerlek, ömrünü adadığı iyilik nedeniyle evlenmeye vakit bulamadı.
Yardıma muhtaçlar için başında kurduğu projeleri hayata geçirirken evlilik için vakit bulamadığını kaydeden Tekerlek, “Bazı projelerim vardı, şu şu işleri yaparsam evlenirim demiştim lakin onlarda bir türlü bitmek bilmedi” tabirlerini kullandı.
“KAHVELERİ DEĞİL, İLİM TOPLANTILARINI TERCİH ETTİM”
Ömründe hiç kahvehanelere gitmediğini söyleyen Mehmet Tekerlek, nerede bir ilim toplantısı varsa daima orada olduğunu belirtti. Ömrünün değerli bir kısmını fakirlere adayan Tekerlek, yardım götürdüğü ailelerin çocuklarının kendisini tanıdığında ellerine sarılarak öpmesini hiç unutamadığını söz etti.
2 yaşında babasını kaybeden Ömer Sözcü, kendisine ve 2 kardeşine sahip çıkan Mehmet Tekerlek’ten iyilik bayrağını taşımak için ‘babam’ dediği Mehmet Tekerlek ile dükkanları dolaşarak verilen yardımları yerlerine ulaştırıyor. Gittiği yerlerde beni ‘Halefi’ olarak tanıyor diyen Sözcü, “Kendi salef ben onun halefiyim. Artık bu bayrağı devralıyoruz inşallah bu bayrağı ne kadar ileriye taşırsak bizim için gurur ve gurur olur” dedi.
“ZENGİNLİĞİ ELİNİN ZIDDIYLA İTİYOR”
Manevi babasının yardım toplamak ve dağıtmak için zenginliği bir kenara ittiğini kaydeden Sözcü, “Ailesi vaktinde ona ‘bizim buna muhtaçlığımız mı var, gerek yok biz zenginiz’ diyor. O da tamam babama ancak bizin iyiliğe ve duaya muhtaçlığımız var, buna gereksinimimiz olduğu için ben sizin zenginliğinizi istemiyorum diyor. Ailesi olmaz sen bizim oğlumuzsun meskenin en büyüğüsün diyor ancak babam siz mallarınızı alın ben kendimi yoksullara adadım, bu yolda devam edip gideceğim diyor” tabirlerini kullandı.
İlerleyen yaşına karşın verilen yardımları toplayarak muhtaçlık sahiplerine götüren Mehmet Tekerlek, gündüz erken saatlerde başladığı iyilik hareketini akşam hava kararıncaya kadar sürdürüyor. Yürümekte zorluk çekse de elindeki bastonu ve manevi meyyitin takviyesi ile iyiliğe devam ediyor.
Ensonhaber
