Hukuk boşluk kaldırmaz. Hukuk ile yargı, muhaliflere karşı sopa ve baskı aracı olarak kullanılırsa kanun gücünün fonksiyonsuz kılınmasının yarattığı boşluğu birileri doldurur. Ülkemizde yaşanan hukuksuzluk, adaletsizlik, yolsuzluk, haksızlık, ayrımcılık, kayırmacılık üzere problemler çözülmedikçe mafya üzere hukuk dışı oluşumlar, toplumun kılcal damarlarına nüfuz eder. Gündemi belirler.
Siyasal partilerin, demokratik kitle örgütlerinin, sivil inisiyatiflerin saptama ve önerileri, dördüncü kuvvet olarak tanımlanan medyanın kamuoyunu bilgilendirme ve kamuoyu oluşturma işlevi önemlidir. Bunlar baskı görürse, engellenirse, yasaklanırsa bilgi kirliliği ve bilginin çarpıtılması kaçınılmaz olur.
Demokrasiyi ve hukuku yalnızca kendileri için isteyenler, muhalefetin ve toplumun öbür katmanlarının demokratik taleplerini dikkate almayanlar, ülkemize iyilik etmezler. Siyaset, sadece iktidarda kalmak için “Ben ne dersem, nasıl istersem o olur” mantığıyla yapılmaz. Muhalefeti yıpratmak, itibarsızlaştırmak için demokrasi aksisi yapılarla kapalı kapılar gerisinde yapılan ittifaklar er ya da geç açığa çıkar. Hukuk dışı oluşumlarla, baskı ve kumpaslarla, yalnızca otoriter bir yapıya gidilir.
Otoriter bir tertipte ise hukuk bu yapıya özeldir. Kanunlar bu yapıya uygundur. Devlet, şirket mantığıyla yönetilir. Ülkenin kazanımları, birikimleri, kıymetleri, yeraltı ve yerüstü kaynakları, özelleştirmelerle ve özel müsaadelerle heba edilir. Gelecek nesiller ipotek altına alınır.
DEMOKRASİNİN ÖLÇÜTLERİ
Ülkemizde iktidar, seçim barajının sunduğu imkanlardan yararlanmıştır. Her seçimde kendi lehine olan kanun değişiklikleriyle, pozisyonunu pekiştirmiştir. Muhalefeti “darbe yanlısı”, “vesayetçi” olarak göstermeye çalışmıştır. Daima mağduriyet söylemi üzerinden meşruiyet aramış, demokrasi kahramanlığına soyunmuştur. Ama demokratik ölçütlerde daima geriye gitmiştir. Demokratik örgütlülük, hak arama ve kanıyı açıklama, “hakaret”, “terör” vb. olarak nitelendirilmiştir.
Çöküşün önüne geçilebilmesi için öncelikle toplumsal muhalefet, demokrasiye inanan yurttaşlar, bu gidişatın karşısında durmalıdır. Ortalarındaki dayanışma ve güç birliğini pekiştirmelidir. Birlikte çaba etmelidir. Hukukun üstünlüğünü, Cumhuriyetin kuruluş ideolojisine uygun bir iktidarı savunmalıdır. Uygarlıkların gelişiminden, tarihin dönüşümünden dersler çıkarmalı, akıl ve bilimi rehber edinmeli, hayatın her alanında uygulamalıdır.
REMZİ KOÇÖZ
EMEKLİ EMNİYET MÜDÜRÜ
Cumhuriyet