Kahverengi cüce olarak isimlendirilen gök cisimlerini, ne yıldız ne de gezegen kategorisine yerleştirebiliriz. Bu cisimler, yıldızlararası gaz bulutlarının çökmesiyle oluşur ve “başarısız yıldızlar” olarak tanımlanırlar.
Kahverengi cüceler, kütleleri yeteri kadar büyük olmadığı için hidrojen-1 füzyonunu (küçük atom çekirdeklerinin birleşerek daha büyük atom çekirdeklerine dönüştüğü tepkimeleri) gerçekleştiremez ve gerçek bir yıldıza dönüşemezler.
Bu cisimler, 80 Jüpiter kütlelik hududa ulaşamadıkları için yeteri kadar ısınamayıp sönerler.
Bilinen kahverengi cüceler ortasında Dünya’ya en yakın olanları yaklaşık 6,5 uzaklıktadır. Luhman 16 olarak isimlendirilen bir ikili sistemin üyesi olan bu kahverengi cüceler, 2013’te keşfedilmişti.
Kimi kahverengi cücelerin etrafında dönen gezegenlerin olduğu da biliniyor.
KAHVERENGİ CÜCE ÖZELLİKLERİ
Kabul edilmiş teorilere nazaran hidrojen yanmasını başlatabilecek kritik kütle 0.084M (Jüpiter’in kütlesi:2×1027kg=0.001M)’dir. Yanı bu sayısı kısaca Jüpiter’in kütlesinin 84 katı olarak da tabir edebiliriz.
Yani bir kahverengi cücenin kütlesi bundan daha büyük olamaz, şayet bundan büyük olursa hidrojen yanması başlar ve kahverengi cüceler ısınarak yıldıza dönüşebilir.
Her ne kadar kahverengi cücelerin en alt sonunun belirlenmesi biraz güç olsa da bu cisimlerin, çoklukla 10-84 Jüpiter kütlesi ortasında bir kütleye sahip oldukları düşünülüyor.
Ayrıyeten bu cisimlerin merkez sıcaklığı, nükleer yansımaları başlatmaya yeten 3 milyon derecenin altında olması gerekiyor.
Kahverengi cüceler, yüzey sıcaklıklarının düşüklüğüne bağlı olarak, pek parlak değiller. Ayrıyeten bu cisimler yaşlandıkça daha fazla soğur ve parlaklıklarını iyice kaybederler.
Ensonhaber