Piyasa paha 1 trilyon doları aşan ve dünyanın en büyük teknoloji devleri ortasında yer alan Google’da kim çalışmak istemez ki!
Aslına bakacak olursak, farkında olmadan aslında Google için çalışıyoruz ve bunun için şirketten hiçbir ödeme almıyoruz. Pekala bu nasıl oluyor?
Google, kimi projelerin gerçekleşmesi için milyonlarca dolar harcamak yerine, bu işleri hiç para vermeden internet kullanıcılarına yaptırıyor. İşte siz farkına varmasanız da aslında Google’ın sizi fiyatsız çalıştırdığı 4 iş kolu:
1- CAPTCHA İLE KİTAP ÇEVİRİSİ YAPTIK
Google’ın robot olmadığımızı kanıtlamak için bizden çözmemizi istediği, bulanık art plan üzerinde bulunan hudut bozucu kıvrımlı harfleri hepimiz biliyoruz.
Google’ın Captcha olarak isimlendirdiği bu doğrulamayı siz de en az bir kez yaptıysanız, Google için fiyatsız çalışmışsınız demektir.
Google, bu metot sayesinde, Google Kitaplar arşivindeki tüm kitapları dijital ortama aktardı. Pekala bu nasıl oldu?
Birinci başlarda her Captcha’nın iki sözü vardı. Biri, robot olmadığınızı Google’a kanıtlamak için bir denetim sözüydü, oburu ise Google’ın metne dönüştürmek istediği sözdü.
Lakin Google, hangi sözün ne olduğunu belirtmediğinden, kullanıcılar mecburen iki kelimeyi de çözerek Google için fiyatsız çalıştı.
Google, tüm kitap arşivini ve 1851’den beri basılan tüm New York Times gazetelerini dijitalleştirmek için bu metodu kullandı. Hem de hiç kimseye tek bir kuruş bile ödemeden.
2- ReCAPTCHA İLE ARABALARI EĞİTTİK
Captcha formülü ile fiyatsız çalışmak hoşunuza gitmediyse, reCaptcha ile de birebir şeyi yaptığınızı söylememiz gerekiyor.
Google’ın vakit zaman bir robot olmadığınızı kanıtlamak için etiketlemenizi istediği tabelaların, otomobillerin, otobüslerin ve trafik ışıklarının hudut bozucu fotoğraflarını görmüşsünüzdür.
Neden reCAPTCHA’nın sadece yolda giderken gördüğünüz şeyleri yahut daha spesifik olmak gerekirse, şoförsüz bir otomobilin yolda giderken göreceği şeyleri içerdiğini hiç düşündünüz mü?
Google, 2012’de reCAPTCHA’yı tanıttığı sırada geliştirici blogunda aslında bu bilgiyi doğruladı.
3- GOOGLE İÇİN TRAFİK SENSÖRÜ OLDUK
Hepimiz vakit zaman Google Haritalar uygulamasını kullanarak trafik yoğunluğunu denetim etmişizdir. Pekala Google bu bilgiyi nerden alıyor?
Android telefonu olan herkes, Google Haritalar için taşınabilir trafik sensörü işevi görüyor ve bunu Google için büsbütün fiyatsız yapıyor.
Google, trafikteki telefonların pozisyonlarından birbirilerine yakın olduklarını yahut hareket etmediklerini algılayarak orada trafik yoğunluğu oluşturuyor.
Alman sanatçı Simon Weckert, bu yılın başlarında 99 android telefonu Berlin sokaklarında bir el otomobiline doldurdu ve yürümeye başladı. Google Haritalar ise Weckert’ın geçtiği tüm bölgelerdeki trafiği ağır olarak gösterdi.
4- GOOGLE İÇİN SARSINTI VARSAYIMLARI YAPTIK
Sismometreler, zelzeleleri tespit etmek için kullanılan araçlardır ve birçok ülke, yüksek maliyetler nedeniyle gelişmiş sismometrelerden uzak duruyor.
Lakin Google, siz ve telefonunuz sayesinde dünyanın en büyük sismometresini büsbütün fiyatsız bir formda oluşturuyor.
Akıllı telefonlarda bulunan ivmeölçer sensörleri, aslında en iyi sismometrelerden bir adedidir.
Tek bir akıllı telefondaki ivmeölçer, bir sarsıntısı algılayacak kadar büyük olmasa da yüzlerce, binlerce ve hatta milyonlarca telefon bir ortaya geldiğinde bir sarsıntısı algılayabiliyor. Google’ın kelam konusu programına ise ShakeAlert deniyor.
Tıpkı üstte bahsettiğiniz trafik sensörleri üzere, Google’ın zelzeleleri tespit etmesine yardımcı olmak için hiçbir şey yapmanıza gerek yok. Yalnızca android telefonunuzu cebinizde bulundurmanız kâfi.
Instagram:
Ensonhaber